idefix - tek geçerim.

açık ara kitapyurdu, idefix ve d&r ara ara rekor indirimler yapıyor ama indirim yapmış halleri bile yakalayamıyor kitapyurdunu.

idefix'te idari olarak sorunlar çıkabiliyor. kitaplarınızı temin ediyorlar fakat kargoya vermeyi geciktiriyorlar ya da kitaplarınızı tahmini temin süresi içinde bulamıyorlar vs. kitapyurdu bu bakımdan candır, tahmini temin süresinde bulurlar kitapları ve hemen gönderirler.

kitapyurdu'nu övmeye gelmiştim ama @docrivers gereken herşeyi söylemiş.

daha iki gün önce sipariş verdim ertesi gün elime ulaştı, hatta bir kitapta tedarik süresi 5 gün demesine rağmen aynı gün kargoya vererek beni şaşırttılar. hem kitap fiyatları uygun hemde kargo ücreti.

www.harmankitap.com
buna da bir göz atın derim.

babil de gayet başarılı.

balata kokusu. balata yanınca yapıyor. aynen bok gibi kokuyor.

hepsinin aynı anda balatası yanmış olamaz ki?

klima gazının kokusu olabilir.
aslında anlatmak istediğim, klimanın hava filtresinde biriken bakterilerin kokusu demek istedim. Gaz kokusu araca sinmez.

eksisozluk.com

temizlik malzemesi, plastik aksam, ya da zemindeki kaplamayi yapistirmak icin kullanilan zamk diyorlar. ben de zamk diyorum.

metrobüs kullanmadığım çok açığa çıkmış :D koyun gibi bi kokuysa başka bişeydir tabi.

bilmem, o kadar derin düşünmedim. daha doğrusu "boş küvez yok sizi doğurtamıyoruz" deme ihtimalleri olduğunu bile bilmiyordum. göz önünde bulunduralım bunu.

bu arada sigortasız biri devlette doğum yaparsa ne kadar ödüyor kabaca fikrin var mı? özel hastane 1500 lira gibi bir şey istiyor mesela.

bim'deki turuncu koku, müthiş kokiye.

henüz daha iyisini görmedim.

ben mütemadiyen osuruyom

febreze lavanta

english home ya da madame cocodan falan şu çubuklu kokulardan alıyorum.

febreze okyanus bilmemnesi

Sikmayla ugrasmayacam, kendisi kokusunu salacak.

Şu osurmak yazan komiği biri blocklasın.

bodyshoptaki lime kokusunu kullanıyorum ben. yağ gibi böyle, kandil var evde ona su koyuyorsun, suya da bu yağdan damlatıyorsun. mum da alttan ısıtınca koku yayılıyor.

evde fırın varsa, bir bardak suya vanilya yağı damlatıp fırına koyarsan yarım saat filan çalıştırdığında fırını kokusu çok güzel yayılıyor. bir de bu var.

çubuklu koku şişelerinden mandalina kokusu.

çubuklu koku-yasemin. eskiden de dondurma kutusuna su, iğde yağı ve kuru lavanta koyar kalorifer peteğinin üstüne yerleştirirdim.

Fırın ilginçmiş ama unuturum 5 gün yanıķ kokar ev

Tütsü denesenize, fresh kokular var bi' sürü; sıkmakla filan da uğraşmazsınız kenarda tüter sakin sakin; hele oda küçükse azıcık tütsün yeter.

tahta kaşığı ısıtıp oraya bastırmak gibi bir kocakarı yöntemi var, işe yarıyor denir fakat hiç denemedim.

kaşık olayı kocakarı yöntemi gibi dursa da yüksek ısıdan dolayı virüsleri mi proteinleri mi ne öldürüyormuş o yüzden temeli bilimsel olabilir. denerseniz bir şey kaybetmezsiniz :)

%20 diye okudum ortamlarda

indirim mi? hangi indirim? :) bazı yayınevlerinde en fazla %20-25 indirim oluyor ama o da internet satış fiyatına tekabul ediyor. hatta internet daha ucuza bile alabilirsin, indirim için gideceksen değmez.

adı sanı duyulmamış kıytırık yayınevlerinde %50'ye varan kampanyalar var ama onlarda da yüzüne bakılacak kitap yok.

teşekkürler, zaten daha fazla da yapmazlar sanırım :)

ya ben hep internetten alıyorum zaten de oraya gidersem dayanamam almak isterim. indirimler internet indirimlerine tekabül ediyorsa o da bi şey :)

indirim mi bindirim mi?
www.hurriyet.com.tr

evet not edeceğim internet fiyatlarını da napalım devir hesap devri

yav arkadaş dün duyuru açtık o kadar, neden bakmadın :)

neyse, "nyist_" nickli arkadaş gidecekti, gitmeden önce de duyuru açacak takip et istersen. yardımcı olur sanıyorum.

Biz bugun gittik, kafa standina da baya baktik ama ayrac cesidi cok cesitli değildi sanki, ben mi yanlis gordum acaba?

otogardan metroya binip merter'dan metrübüse aktarma yapın, beylikdüzü son durakta inin.

yaz gitsin. gayet yerinde bir yazı olmuş.

as.

bence topuklu ayakkabı değil de, topuğu ses çıkarmaya müsait topuklu/topuksuz terlik de.

Yazın ama maalesef etkisi yok.

cümleler anlamaları için fazla kompleks olmuş.

apartmanımızda ses yalıtımı yoktur.
gece topuklu ayakkabı ile gezip diğer daireleri rahatsız etmeyin lütfen!

bir de böyle tiplere karşı ne kadar kibar olursan o kadar tepene çıkıyorlar.

haha. öncelikle o sesi topuklu ayakkabı değil tabanı plastik olan herhangi bir terlik de çıkarıyor olabilir. onu gözetmek lazım. onun dışında ne kadar rahatsız edici olsa da adama evinde birader sen şunu giy giyme demeye de kimsenin hakkı yok.

yönetici vasıtası ile direk muhatabına sözlü uyarı yapılması daha etkili olur. yazıyı gören çok sallamayabilir

evde o şekilde dolaşan zekadaki insanların bu yazıyı anlamasını bekleme. eğer bu yazıyı görüp de hala aynı şekilde sesler devam ederse kapılarının önüne gress yağı vb. kayganlaştırıcı yağ sür. düşüp götünü bacağını kırsın daha da yürüyemez senin de kafan rahat eder. hiç acıma çomarlara acımayacaksın...

Bir de sesin terlik tabanından geldiğine emin misiniz? evdeki herkesin veletler dahil terlikle gezdiği bir ev hayal edemiyorum. Topuklarını yere sert vurup yürüyor olmasınlar?

@kaymak: terlik olduğu belli ya, tak tuk ses geliyor işte. terliksiz olunca güm güm oluor. artık o kadar işin içindeyim ki o an kimin yürüdüğünü bile tahmin edebiliyorum.

mesela sık adım atıyorsa kadın, daha sık adım atıyorsa çocuk, ağır yürüyorsa adam diyebiliyorum.

@peggy +1

yeterince yazim hatasi yok mesela, cümleler uzun. kisa kisa olsun, mümkünse s yerine z yaz, bircok'u ayri yaz, appartman, ricaniza sunulur falan yaz. araya arapca bir iki kelime al.

as tabii, ne hakları var rahatsız etmeye.

ayrıca, "tuvalete kağıt atmayın tıkanıyo, sizin dışkılarınızı temizlemek zorunda mıyım" diye de ekle.

ona yapacağın masrafla 4 tane murat 131 alabilirsin.

yinede illa yapıcam dersen değer kaybeder ama her malın bir alıcısı vardır elbet.

evet :(

geçmiş olsun..

Alınan arabayı 8-10 sene kullanmayı planlıyorsan kafaya takmaya değecek kadar sorun yok

0 Alman arabasında 11bin liralık masraf çok çok büyük bir hasara işaret etmez. Ama bu hasar sorgulama olayı yaygınlaştığından beri millet bu konuda çok hassas. Kaza sonrası fotoğraflarını çek ve sakla. Eğer hasarın ağır değilse satarken gösterirsin.

tem'de gece yarisi kapkaranlik yolda aydinlatma fln da yok onume kocaman bi araba parcasi cikti, duramadim, zaten son anda gordum. allahtan takla flan atip canimdan olmadim, arabanin alti parcalandi. servis 5 bin demisti simdi 11 bin masraf cikarmis.

arnold +1, fotoğraflarını çek. satarken fotoğraflarını gösterip sigorta şirketine yüksek bedel gösterildiğini yazarsın.

fotograflari var cektim sagolun.

Arabanin muhtemel deger kaybini da kasko tazmin edebiliyor diye okumustum. Bunu bir arastir istersen.

arabanın sadece altı hasar aldıysa keşke servise götürmeyeydiniz. hasar kaydı da olmazdı hem de 11 bin tl verilmezdi muhtemelen. tabi şunları yazarken bir elimde kahve diğer elimde sigara var, ayağımla da göbeğimi kaşıyorum. ne bilgiliyim ne de tecrübem var. bir türk filozof olarak öneri yaptım.

tesekurler fikirleriniz icin ama once tanidik ustaya goturduk cebinden cok para cikar dedi. klimanin gazi kacmis, alt plastikler degiscek, tampon degisecek, termostat degisek vs.. biz de madem oyle servis yapsin dedik.

aracin altinin fotografini nasil cektiniz? dedikleri gibi fotograf ve belgeyle kayit altina alin yeterli. 11bin cok degil. bizde daha cok degisen parca olunca hassaslasir alicilar. direklerde oynama varsa falan diye. ama wv emisyondan darbe yerse aracin genel marka degeri biraz dusebilir.

@liriamer gobegi ayakla kasiyabilen insana her daim saygi duyarim.

bence servis söğüşlemiş biraz, aracınızı da vermezler kaskodan parayı almadan. bence yedek araç isteyin kesinlikle.

eğer masrafı düşürmek istiyorsanız, kasko bedeli çok çıkmasın diyorsanız, bi tane tanıdığınız güvendiğiniz kaportacı - tamirci tarzı bi yere götürün arabayı.

aracacin motor vs tum fotograflari var, hepsi cetvel gibi en ufak bir hasar milimetrik egrilik vs yok, ama iste alti kotu durumda. aslinda koruyucu plastikler fln parcalanmis, on tampon parcalandi, bi de birkac cok degeri olmayan parca degisrir dedi usta, sen cebinden verme servis yapsin dedi, bunlar da gecirmis resmen.

2009 yılında 1 senelik aracımla 9 bin TL'lik kaza yaptım.

Enflasyon hesabına göre ben daha büyük kaza yapmışım.11 bin TL'lik kazayı kesinlikle cepten,sağda solda yaptırma yoluna girme.Yetkili servisinde kaskodan yaptır her şeyi.

Üzülmeye de değmez,senden değerli mi.

Sabahın köründe müziği son ses aç, hoparlörleri tavana doğru yaklaştır.

adamı başkalarına teşhir edersen o da seni teşhir edebilir. madem not yazacaksın, doğrudan adamların posta kutusuna at.

onun dışında, ben herkese en üst kattan ev tavsiye ediyorum. bizim her konuda muhafazakar olan halkımıs "ay en üst kat alınır mı, ısınmaz" falan der, hatta anneniz size küser, ama hiçbirini takmayın. yıllardır en üst katta oturuyorum, kafam tertemiz. diğer komşular her gün birbirine giriyor. bahçede silah çeken bile gördüm ("nezih" denilen bir semtte oturuyoruz bu arada)

bugünün meselesi olmasa da, uzun vade için aklınızda bulunsun. en üst kat candır.

çivi çiviyi söker +1. empati yapmalarını sağlayabilirsin, zor ama başarılı olabilir. ya da başka bi komşu daha fişekle, o da şikayet etsin, o zaman ciddiye alırlar belki.

@razvan; hem bizimkiler uyanır hemde yan daire rahatsız olur, onlar şeker gibi insan bunu yapamam.

mantıklı ama pratikte uygun değil :/

sabah uyanmamak için geceleri uyurken kulak tıkacı takabilirsin. 3m'in turuncu olanları sesi çok iyi kesiyor.

komşuya gelince maalesef bu tip durumların kanunen bir yaptırımı yok. Allah sabır versin.

öncelikle bi olanak yaratıp sohpet yarat ve sohpet esnasında "ses konusunda özen gösterdiğiniz için teşekkür ederim" de.
duyarlı oldukları gibi onure edecek şeyler söyle. abartmadan tabii.
evde aşure yapıldıysa aşure götürme gibi bi durumu kullanabilirsin.
terliklerin ses yaptığını ya o esnada belirtirsin ya da biraz bekleyip duruma bakarsın. farkında olmayabilirler. baktın değişme yok, terlik konusunu da uygun bi lisanla söylersin.

hakbfu+1

şimdi buraya bordo klavyeli rambolar doluşacak, onları kafana takma. gerilmenin anlamı yok. kimin ne olduğunu bilemezsin değmez.

Hangi şehre gittiysem ben de aynı sorunu yaşadım ve yaşamaya da devam ediyorum. Görgüsüz her yerde görgüsüz demek ki. Adamların kavgalarına, sevişmelerine, osurmalarına ortak yaşıyorum resmen. 12 katlı apartmanın 11. katında daire buldum, o üzerimdeki 1 kat bile canımdan bezdirdi beni.

Hani bu tarz insanlara "apartmanda yaşamayı bilmiyorsan müstakil eve çık" diyoruz ya, aslında siz biz gibi insanlar apartman kültüründe azınlığı oluşturuyor, bize lazım o müstakil ev. İnşaallah bir gün müstakil evlerimiz olur da rahat ederiz. Pek bir seçenek yok elinizde, bol sabır diliyorum.

Bu da bonus: 9gag.com

aynı durumdayım yani halı falan değil de acayip gürültü içindeyim yöneticiye söyledim olmadı, bizzat uyardım olmadı, yine burdan sormuştum polis mi çağırayım diye kimisi aldırış etmez polis dedi vazgeçer gibi oldum. aynen not yazıp asmayı düşündüm ama yırtıp atar keyiflerine bakarlar diye bilemiyorum yani terbiyesiz olunca insanlar yapacaklarını kestiremiyorum, daha da rahatsız edebilirler sizi dikkatli olup yöneticiye bi söylemeyi deneyin isterseniz bide @razvan rat diğer komşuları rahatsız etmiş oluyosun kısasa kısas yapamıyosun böyle durumda maalesef. hmm belki uyarma maksatlı, adeta bi nine gibi aşağıdan bi sopa ile vurabilirsiniz abartmadan:)

Süpürge sapıyla tavana vur?

Antik çağlardan kalma ama işe yarıyor.

kasaptan yuzulmemis koyun kellesi al, evde olmadiklari bir gun kapilarina beton civisiyle civile. kaniyla da kapiya 'sessiz olun, son uyari' yaz. gorgu tanigi ve parmak izi birakmadan. sorarlarsa salaga yatarsiniz.

Kum torbası as tavana. Her vurduğunda üst kat inlesin.

iş yerinde 2 sandık görevlisi memur 1 sandık başkanı olan arkadaş var . sayım işi akşam 18:15 gibi bittiğini söyledi. gerisi tutanak ve oyların götürülmesi. 18:15-18:30 arası biten sayım resmi olmasa bile genel merkezlere,haber ajanlarına anında iletiliyor.

doğuda 1 saat erken bittiği için biz burada sayıp ysk'ya götürene kadar onlar açıklamış oluyor.

batıdakilerin sayımı esnasında ysk'nın açıkladığı rakamlar doğunun oyları aslında.

açıklanan sonuçlar resmi değil. ama yine de erken açıklandı gibi geldi bana.

istanbul'un nispeten küçük, sessiz sakin bir mahallesinde sandıkta müşahit olduğumda sayımın ne kadar zor olduğunu anlamıştım.
zarfların tek tek açılıp oyların odada bulunan herkesin görebileceği şekilde gösterilmesi, evet mührünün çizgi dışına çıkması/başka bir bölümde mürekkep lekesi olması vb sebeplerle oyun geçerli sayılıp sayılmayacağının tartışılması, olmadı açılıp tekrar kuralların okunması, oy pusulalarıyla ilgili sorunlar, sayıların tam tutmaması, tekrar sayılması vs bayağı bir vakit almıştı. hele sandık başkanı tam bir maldı, kafası basmıyordu bir türlü hesaplara. o yüzden bilemedim yani.
ayrıca her sandıkta en az 10 kişi gibi bir durum yok, büyük şehirlerdeki bazı sandıklarda ancak. küçük illerin küçük köylerinde neler neler oluyor, sandıkları eve götüren bile var.

Sandık başkanıydım. Saat 18:00 gibi sayım işlemi bittiğinde onlarca adamın elinde sayım cetvelleri vardı.Düzgün bir sistemleri varsa -ki var- hem gazeteciler hemde partililer sonuçlara çok hızlı ulaşabilirler.Tek pusula olduğu için sayması oldukça kısa sürüyor.saat 18:00 de tamamladığım sonuçları sisteme 21:30'da girdiler.Saat 22:30 gibi ise Ankara etimesgut için neredeyse tamamı girilmişti. Özet olarak sonuçlar erken açıklanmadı diyorum ben

uygun bir vakit ayırıp mutlaka izleyin, kafanızdaki sorulara cevap bulacaksınız.

www.youtube.com

bu konuda kesin bir bilgi almak zor. ama bugüne kadar mhp'den seçim kartı alan hiç oy ve ötesi müşahidi görmedim.

7 haziran'da avcılar için vermediler, diğer ilçeleri bilemicem.

Eğitimlerinde duyduğuma göre genel merkez vermemiş ancak ilçe merkezleri yardımcı olmuş geçen seçimde. Örneğin benim arkadaşım var mhp ilçe teşkilatında, ben oy ve ötesi gönüllüsüyüm, bana kart vermiş. Öyle eş-dost muhabbeti yani.

Hiç kart alamadıkları tek parti akp imiş şu anda.

vermeyebilirler çünkü mhp hdp akp ve chp den birer müşahit olmak zorunda,meclise girdikleri ve geçici de olsa hükumet kurulduğu için. diğer partilerden alabilirsin, ki çok da önemli değil, önemli olan orada olup oylara sahip çıkman

ilçeye göre değişti, bize verilmişti.

Beylikdüzü'nde de vardi.

otomobille giden adam minibüse artistlik yapınca minibüstekiler inip herifi dövüyor, tesadüfen de içindekilerde o kostum var. muhtemelen organizasyondan falan dönüyorlar.

ismail ayaz iyidir hojdır, servisi vardır, arabaları konforludur, personeli cahil değildir. esenler veya alibeyköy'den binebilirsin, hangisi yakınsa işte. trenle daha zor olur.

+1 ismail ayaz

tesekkurler aldim gitti ismailden

Lenovo p70, 800 tl.

lumialara bakilabilir. uygulama eksikligi haricinde sarj ve stabilite acisindan memnunum. 735 kullanicisi bildirdi. w10 gelince, daha güzel olacakmis diyorlar. bilemiyorum.

galaxy j2, 600-650 tl

yeni çıktı, 4 çekirdek, kamerası 8 mb, işlemcisi ve remi iyi. iki gün önce babama aldık ve gayet memnunuz. fiyatına göre mükemmel bir telefon.

şarjı uzun giden akıllı telefon şu anki teknoloji ile pek mümkün değil, en dazla 40-50 saat dayanan bir telefon bulabilirsin, nexus 4'e bakabilirsiniz ya da 300 lira daha verip nexus 5.

general mobile android one.

@gezegen olan pluton şarjı uzun gitsin derken gün içinde bitmesin, akşamı- ertesi günü görsün en azından.

(bkz: lenovo p70)

Avea intouch 4

baba markaların (samsung, lg, sony) alt seviye ürünlerini alma, özellikle model çöplüğü haline gelen samsung hiç alma. j2'ye baktım da 4 sene önceki s2 daha gelişmiş bir telefon. j2 alan adam 1 sene sonra yeni telefon bakmaya başlar. galaxy a5 al diyeceğim, onun da desteği kesilmiştir muhtemelen.

lenovo k3 note diyecektim ama tr'de satılmıyor, muadili lenovo p70 800 liraya alınabilir.

bütçeni az bir şey arttırısan www.vatanbilgisayar.com (3000mah batarya 4 gb ram)

yoksa da lenovo p70

En mantıklı telefon olmasa da bir seçenek:

www.websibir.com


Şarjına kefilim, bir buçuk gün rahat gider. Android lolipop da geldi, uzun süre idare eder. Kendim kullanıyorum, memnunum. Ekstra olarak suya dayanıklı bir telefon. Üstelik suya dayanıklı telefonlar arasında kapağı çıkabilen iki telefondan biri. Diğeri de samsung s5.

Cok büyük,türkiyenin göbeğinde..inanırım

Neden ki. Normal bence gayet.

İstiklaldeki flonun kirası bilmem kaç trilyon

hangar gibi yer mübarek, bir de onun aşağıda deposu filanda var. doğrudur.

bir günde çıkarır

Bir gunde cikaramaz fakat kira dogrudur.

istiklal flo çalışanından da aynısnı duymuştum, aylık 700 bin veriyoruz demişti. bende çok şaşırdım ama gerçek.

nişantaşına 300.000 dolar kirası olan mağazalar bile var. ayrıca istiklal flo biası kendilerine ait arkadaşlar.

istiklal flo binasının tamamı kendine ait değil, bir kısmı kira idi en son.

yuh ne paralar dönüyor arkadaş... kime gidiyor bu paralar?

Cok kotuymus cirosu, yakinda kapanir zaten. Bir kati tamamen bosaltilmis bile

netgsm yapıyor, yerli.

www.bulutfon.com

tam istediğin mi bilmiyorum.

sirinleri de goruruz kesin

o haftayı direkt tatil edeceklermiş diye duydum.

sorumda bir gariplik mi var? bu söylentiyi duyduğum için sordum. dalga geçmeden cevap verilebilirdi pekala.

bize oldu ama izinden gidiyor.

Mümkündür. Ama devlet dairelerinde idari izin olur sadece. Özel sektör patronlara bağlı gene.

www.eksiduyuru.com

tatil zaten.

İnşallah

Fotoğrafta adamı madam bile gösterebilirler hehralde korumalarla çek kanka demicek hele Aa muhabiri ne.

Cevap , korumasız değil 2 dilahlı korumayla girebilmesi için okula başvurdugunu okudum.

koskoca türgev başkanı olur mu hiç a? (perde arkasında başkan)

fotoğrafın orada gezen biri tarafından habersiz çekildiği belli, fotoğraf yerine elinde bir silah olsa tamam işte.

neyse belki de dediğin gibi fotoğraf açısıyla alakalı bir durumdur.

Haberim yokmuş gibi çek pampa

Fuatavni'nin dedigine gore 2 koruma konsolosluga atama yapilmak suretiyle yaninda gitmis. Onun yalancisiyim.

hocam koruma zaten adamın burnunun ucunda gezmez ki. en iyi ihtimalle 1-2 metre gerisinde durur. bu fotoğrafta da 1-2 metre arkasını göremiyorsun zaten.

@xenophobe; sorun orda zaten, koruma 2 metre önden giderse ne faydası olacak ki, fotoğrafı çeken adamın elinde kamera yerine silah da olabilirdi. yani şurada çok savunmasız görünüyor. ciddi bir güvenlik açığı var aslında.

neyse hakkımızda soruşturma açılmadan konuyu kapatalım :)

bilal erdoğan niye korunsun ki? bilal erdoğan kim ya? devlet için önemli bir şahsiyet mi kardeşim? devlet görevi icabı mı italya'da? cumhurbaşkanı çocuğu olması ayrı bir vasıf mı? özel koruma tutulur ayrı mesele. burada bahsedilen şey devlet tarafından korunması.

bi önce soluklan yeğenim.

ilk kayıt olduğun zaman zaten belli bir süre kullanabiliyorsun.

busuya gelene kadar duolingo var, memrise var, lingualeo var, gerçek insan olsun dersen interpals var. hepsi ücretsiz.

busuu'yu çok eskiden denedim bayağı sıradandı, hala öyleyse değmez para vermeye. yukarıda saydıklarım daha eğlenceli ve etkili.

çöpleri zaten ayrıştırıyorlar ki, hepsini tek tek elden geçiriyorlar. kağıt, plastik, cam, teneke hepsi ayrı yerlere toplanıyor çöp toplama merkezinde. yakınlarda geri dönüşüm kutusu yoksa hiç o kadar zahmete girme at gitsin.

Ben geri donusebilecek copleri ayri paketliyorum. Coplerden bunlari alanlar var Mecidiyekoy'de. Sanirim satiyorlar. Ben en bastan onlar icin ayiriyorum. Temiz oluyor. Meyve sebze artigina bulasmamis oluyor.

sen dogru olani yapiyorsun kardes.

ben de, senin kadar olmamakla birlikte ozellikle pilleri asla atmiyorum biriktiriyorum, pil kutularina atiyorum uygun marketlere goturup...

keske herkes bu sekilde duyarli olsa da boktan cevremizin icine biraz daha s*cmasak

Aynen ayırıp, çöp kutusunun yanına bırakırsan aslan parçası çöp toplayicilar onları alıp satarlar, hem zahmet çekmezsin, hem de bu adamlara para kazandırmış olursun.

Takıntılı değilsin gayet bilinçli bir insansın, ben de evdeki geri dönüştürülecek şeyleri ayırıp gerekli yerlere atıyorum hatta pillerin tam bitip bitmediğini kontrol etmek için cihaz bile aldım. Cam şişeleri biriktirip caddede bulunan şişe şeklindeki kutuya, pilleri bim'deki kutuya, kağıt atıkları da yakındaki hastanenin kağıt toplama kutularına atıyorum. Yalnız elektronik parçalar için (özellikle bilgisayar parçaları) bir geri dönüşüm noktası bulamadım.

mucxxx sana

dışarı çıkıp sırtını gara ver sola doğru dümdüz yürü tramvay göreceksin, raylar sağa ve sola gidiyor sen sola doğru gideni takip et, yaklaşık 10 dakika sonra tramvay birden sola dönecek ama sen dümdüz devam et ve işte üniversitedesin, gardan okul 15 dk sürer.

ben oldu diye biliyorum, hatta sözlükte bayağı tartışıldı millet tatile gitsin de oy kullanamasın diye tatil yapıldı muhabbeti vardı.

özel şirket bizimki, bizde yaptılar. hatta 28 ekim de yarım gündü, onu da tam gün yaptılar. milletin izninden gidiyor.

Özel şirketler (bankalar harici) bağlar.
Kamuda da idari izin olur.

Zaten o gün işe gelinse de kimse çalışmaz

her türlü yaparlar, seçim öncesi son rüşvetler bunlar.

kurban tatili gibi olur bence, kamuda çalışanlara cuma tatil, diğer kurumlara isteğe bağlı.

Buyuk bir curukse dis hekimim bana sormadan uyusturuyor, kucuk bir dolguysa bana soruyor, bana gore karar veriyor. 3-4 kez uyusturmadan yaptirmistim.

Yuzır'ınki gibi benim durumum da. Fakat ben artık hep uyuşturtuyorum. Bir keresinde nokta şeklinde küçücük gözüken bir çürüğüm vardı. Kısa sürer herhal diye uyuşturmaya gerek görmedim ama meğersem o çürük karaciğerime kadar iniyormuş. Bir saat acı çektim. Uyuştur yani.

Ben bu konuya soyle bir aciklama getireyim; normalde dis curugunun temizlenmesi agri olan tabakada sonlanir bu neden uyusturmadan yapilabilir ancak toplumdaki insanlarin cogunda dis minesinde ve dentinde cesitli gelisimsel hucrelerin uzantilari varyasyon olarak bulunur ki bunlar canli dokudur, dolasiyla basinc ve sicaklik gibi degisiklikleri algilar sonrasinda ise agri hissedilir. Dolasiyla kimisi hic uyusturmadan yaptirabilirken kimisi daha ilk dokunulunca agri hisseder. Curuk derinse hic riske atmaya gerek yok hekim soyler derim uyusturalim diye yuzeyelse yuzir'in dedigi gibi hastanin tercihine bagli.

Ben ise yapan kisiye bagli olaraktan bu kararimi veririm curuk temizlemeyi gercekten bilen birisinde uyusturtmam acikcasi zaten bahsettigim hassasiyet olusturan durum bende yok, ama derinse ya da eline guvenemiyosam uyusturulmasini isterim.

ben uyuşturmadan dişime dokundurtmuyorum bile, önce uyuştur sonra kontrol et diyorum o derece. hatta normal iğneyi de kabul etmiyorum, benim "tabanca" diye tabir ettiğim özel bir aletleri var direkt kemiğe işleyip daha kuvvetli uyuşturuyor, onu kullanmasını rica ediyorum.

dişçi korkusunu geç yenmiş biri olarak yazıyorum bunları. doğru mu yanlış mı bilemem artık.

Minik bir çürük diye başlayıp dişimin yarısını aldıkları bir günü gördüğüm için, uyuşturulmasını istiyorum ben.

Benim iki dişimde dolgu var. Birinde uyuşturma yapıldı, diğerinde yapılmadı. Kararı diş hekimi verdi.

deli gibi... korkumdan...

kararı hekim veriyor, hep uyusturuldu ama su ana kadar. zaten ağrı değil de asıl sıkıntı, çıkan mineral kokusu. yolda kaya kirsalar aynı koku cikiyor, felaketim olup ağlıyorum

18 yaşıma kadar orço bir dişçim vardı. sayesinde canlı canlı olduk hep dolguları. o yüzden tavsiye etmiyorum. dişçi korkusu oluşur kafayı yersiniz. makul miktarda uyuştursun hatta etkisi geçerse bir daha vursun.

paraport gırıs tarıhı 2 ay olacak. tlfonun alısı degıl.

telefon 2 ay sonunda hala pasaporta kayıt ettirilmemişse kullanıma kapanıyor, istediğin zaman pasaporta işletip açtırabilirsin. yalnız pasaport sahibinin son 2 ay içinde yurtda giriş yapmış olması gerekiyor.

Kredim var benim de kusura bakmayın ama ben zor durumda kalıyorum.

"kira tarihini hatırlatmak için arayım dedim, şu şu tarih diye konuşmuştuk ama yatmayınca acaba yanlış mı hatırlıyorum diye kontrol etmek istedim" de bence.

bilader kirayı neden yatırmıyorsun?

ilk ay normal, adamlar yeni ev taşıdı bir sürü masraf yapmıştır o yüzden ilk ay müsamaha göster sonraki aylarda uyarırsın.

bizim kiracı da ilk ay geciktirmişti ama sonraki 2 yıl boyunca 1 gün bile geciktirdiği olmadı.

@tolga asp 'ye pek katılamayacağım. memlekette bu tarz müsamahalar genelde istismar edilir, nasıl başlarsan öyle gider.

aç, kibarca "kira yatmamış sanırım, bir sıkıntı mı oldu acaba?" diye sor. cevaba göre, senin de ihtiyacın olduğunu, kısa zamanda yatarsa sevineceğini söyle.

hangi gun için konuştuysanız (eğer imkanınız varsa) ertesi gün çıkın gidin dükkana. yerleşebildiniz mi bir sıkıntınız var mı diye bir bakayım dedim, bir de bizim kira yatmamış galiba diye sorun. gidemezseniz bile en azından arayın telefonla.

ticaret erbabları için dükkan kirası biraz sallasak sıkıntı olmaz kategorisinde harcamalardan. siz işi en baştan sıkı tutun.

@kelbukel +1
kendi kendine iyilik yapma, ara sor bahanenin ciddiyetini de anlamaya calis, yani gercekten oyle mi yoksa kilif gibi mi/

Ne kadar gecikti peki ?

ne alttan al ne de gider yap. ''merhaba şu tarihte anlaşmıştık ancak paranın henüz hesaba geçmediğini görüyorum. onun için aradım sizi.'' tarzında bir cümle kafi.

dükkana gidip 'nabıyonuz genşler' gibi salağa yatma ya da ''ben mi yanlış hatırlıyorum'' gibi ara cümleler kurma bence. doğrudan yukarıda yazdığım gibi bir şeyler söyle. bahane üretmelerine fırsat verirsen (ki öyle cümle kurarsan üretirler) her zaman bir bahaneleri olur, ciddiye almazlar seni.

bitaksi'ye bak, çok uygun kampanyalar oluyor bazen. onun dışında "u" ile başlayan bi tane daha vardı bitaksi gibi, onda da güzel kampanyalar var hatırlayan biri yazar şimdi. son olarak da korsan taksi olabilir, numara buluruz duyurdan falan. ha şimdi aklıma geldi bir de yolyola ile blablacar var o güzergaha gidecek birinden rica edebilirsin. bayan olduğun için kabul ederler ama yinede 20 lira teklif edersen havada kaparlar.

uber diye bir şey var. taksinin alternatifi. bi bak istersen.

Arkadasin dedigi Uber

shakespeare olta :)

buraya veya donanımhaber'e ilan açıp tanesini 130 liradan satabilirsin

yurtdışından geldikten 60 gün içinde telefonu pasaporta kaydettirmek gerekli. ülkeye giriş tarihinizden itibaren 60 gün dolmadıysa satabilirsiniz. donanımhaber'de 1-2 gün içinde alıcı bulursunuz 100-150 arası fiyata.

bilgilendirmeler icin tesekkürler. bu arada ankara`da yim...

feriköy bit pazarı var. Sadece pazar günleri açık sanırım.
eksisozluk.com

bomontidekine gitmiştim 3-5 bişiler almıştık. çok güzel bir plak dolabı vardı 250 liraydı geçen sene görmüştüm , evde koyacak yer olmadığı için almamıştım. normal komidin almaya kalksan o para olur bayaa da şık bişeydi. keşke alsaydım lan. gideyim bu hafta bari ehehe.

feriköy ile bomonti aynı mı yoksa?

walla hocam ben aldım ılk basta oouu dıyosun ama sonra bı kenara atılıp unutuluyor. oyunları fln var ama oynamadım hıc. sımdıkı aklım olsa ama bıraz daha verıp 100 tl ye soyle plastık olanlarından alırdım. gercı onu da atardım bı kenara ama olsun:)

alma en fazla 20 dk kullaniyorsun sonra bir daha ele alinmamak uzere kenara atiliyor.
ha bir de kaynak cok fazla degil. eger kaynak ben de cok hocam diyosan al. hatta varsa bana da yolla bakarim.

bende sıkılıp kenara atmak için alacağım zaten, uzun süre kullanılacak bir şey olmadığını biliyorum.

istanbul'da olup da satmayı düşünen varsa sizden alayım bari.

izmirde olup da kenara atan varsa ben de talip olabilirim :D

15 dolarliklardan almistim aliexpressten. Olay guzel etkileyici ama 1 veya 2 gunluk bi' sey. Game pad'ler var. Onlari da alinca sanki daha iyi olacakmis gibi geldi ama almadim acikcasi iki gun sonra birakirim diye.

az önce konuştum arkadaşla, deli gibi sağanak varmış geceleri üşüyoruz dedi.

hadi yaa

faça şahin

sizin faça yanan türden mi?

91 model serçem var, satsam 3 bin falan eder.

ne kadar yaktığını hiç hesaplamadım ama akranlarına göre biraz fazla yaktığını biliyorum (ayarları eksik).

sanayide de 1 ustam var sürekli ona giderim.

çok memnunum, arada masrafı oluyor ama parçaları çok ucuz olduğu için zararsız hallediyoruz. birkaç kere yolda bıraktı.

faça şahin +1

Fiat uno var bende. Arabadan klima olmaması dışında memnunum. Ben acemi olduğum için bazen çok bazen az yakıyor. Yani km de 25 kuruş yaktığıda oldu 35 kuruşta.

2014 model piaggio x-evo2, 10bin liraya aldım.
az yakıyor
memnunum
sanayide kimseyi tanımıyorum.

öncelikle bütün fotoğrafları tek bir klasöre toplayıp şöyle bir programla tarat;

www.pcworld.com

aynı fotoğrafları bulup temizle, ondan sonra google fotoğraflar olur, dropbox olur, one drive olur, bunlardan biriyle yedekle.

al sana cillop gibi arşiv.

@tolga asp teşekkürler. siz bu programı kullandınız mı daha önce acaba?

evet kullandım dostum, çok başarılı bir programdır. mesela benzerlik oranını yüzde olarak ayarlayabiliyorsun, böylece aynı resimlerin yanında arka arkaya çektiğin fotoğraflar bile çıkıyor. ben benzerleri silerek yarı yarıya tasarruf ettim.

bizde de öyle, genel sorun var.

eksisozluk.com

web.skype.com

sevgiler.

durumu şuradan takip edebilirsiniz.

heartbeat.skype.com

#54716913
#54795160
#54735537

eksisozluk.com

özetle biri aldığı bir ürünü iade edemeyip sözlüğe yazdı, onlarda cevap verdi. olaylar büyüdü işte.

ülke kodunun başına çift sıfır ekleyerek çeviriyorsun işte? mesela almanya için 0049176.... gibi

bunun dışında ekstra bir tuşlama yapmana gerek yok.

yalnız ülke kodundan sonra sıfıra basıyorsan yapma, o sıfır yurtiçi aramalar için geçerli. uluslararası aramalarda düşer.

var

Bence de var.

ben varım.

yaşlar kaç peki abiler ?

ben aralık'ta 40 oluyorum.

ben varım.
yaşları "abilere" sorduğun için cevaplamadım :)

ben.55.

Olma mı.

Ben varım.

üvercinka geliyor.

ilk olarak "sömürü" geldi.

insanlığın ihaneti.

ne entelsiniz yav. zenci afrika kabileleri geliyor.

memleket geliyor. türümüzün ilk peydahlandığı yer zira.

zürafa.

bir deri bir kemik kalan insanlar. tv etkisi.

zürafa, safari, çöl, kabileler ve nil nehri geliyo aklıma.

toto geliyor. evet, toto.

www.youtube.com

cape town

ispanyolca

arapça çok zor diyorlar ya. ispanyol paça takıl derim.

türkler için öğrenmesi en kolay dil ispanyolca, hele ingilizce de biliyorsan işin daha kolay.

kesinlikle arapca derim.

arapcanin gecerliligi cok cok daha fazladir, bunun yaninda arapca konusan ülkeler sürekli gelisen ve bir seye ihtiyaci olan ülkeler.

ispanyolca icinde benzer seyler var elbette, ama amerikadaki hispanikler yedirir mi o pastayi allasen.

ispanyol paça

benden de aidat diye 49 lira kestiler bugün, müşteri hizmetlerini arayıp "hesabımdan aidat kesilmiş bunun için aramıştım" dedim, "evet 49 lira kesilmiş ama geri yatırabiliriz" dedi ve yatırdı. ben daha itiraz etmeden adamlar geri verdi parayı.

kimden ne koparırsak kâr diyorlar. ekstreyi kontrol etmeden ödeme yapanlara böyle böyle geçiriyorlar işte.

İş bankası benden de keser her sene, yaptığım işlem:

Ararım kartımı iptal ettirmek istiyorum derim, sebebini sorarlar, aidat kesmişsiniz derim, geri iade işleminizi yapabilirim isterseniz derler, yapın derim, iadeniz yapılmıştır başka yardımcı olabileceğim bir konu var mı, yok teşekkürler, bye.

gecmisteki alabiliyor muyuz peki ?

Geri verme amaçları zaten seni kaybetmemek, zaten kaybetmişlerse ödeyeceklerini sanmıyorum. Hakem heyeti tek çare gibi görünüyor.

hepsi kendi çapında ufak tefek kampanyalar yapıyor, ben genelde babil'i tercih ediyorum ama onun dışında kitapyurdu, d&r ve idefix'de iyidir. ellerinde varsa aynı gün kargoya verirler ertesi gün sende olur. sipariş vermeden önce görüyorsun zaten stok durumunu.

en üstteki sabit gönderiye bak, babil'de geçerli %7 indirim kodu var işine yarar belki.

ben hep idefix kullanıyorum. ilk kurulduğu zamandan beri müşterisiyim. gayet memnunum. fiyatları çok fazla araştırmıyorum açıkçası. hiç sorun yaşamadım şimdiye kadar, onlarca alışverişim oldu. belki birkaç sefer stokta görünmesine rağmen kitabın temin edilmesi uzun sürmüş olabilir. uzun dediğim de 3-5 gündür yani.

babil, idefix, d&r, kitapyurdu hepsini kullandım. kitapyurdu ve babil aynı gün veya ertesi gün kargoya verdi genelde. idefix ve d&r da birkaç günü aşan beklemeler yaşadım.

Genel olarak kitapyurdu 20 tl üzeri kargo bedava.kampanya durumlarına göre idex,babil bazen özel kamyanlarla gayet ucuza denk geliyor.
O yüzden belirli bir siteye takılma en uygununu seç.

kirpat yurdu

Idefix daha given veriyor bana.

söylenenlere ek olarak ucuzakitap diye bi site var. bir haftada gödermişleridi. 2 3 tlye eski kitapları bulabildiğin bir site. orjinal kitaplar bu arada. 1980 1970 basımı kitaplar.

Teşekkürler arkadaşlar kitapyurdundan yaptım alışverişimi :)

idefix
babil.com

nadiren de dr.com.tr

uçak kaçırmak serbest..
vizenizde de şu şehire gidecek diye bir ibare olmadığına göre?

izin verirler, gerçi izinlik bir durum yok diğer uçağı beklemek yerine havalimanından çıkıp gezebiliyorsun. geri dönmezsin olur biter.

ama dönüş biletin varsa o sakata gelebilir.

valizi alamıyormuşuz, baştan lviv diye işaretliyorlar tabi

Valizin varsa o direk aktarmalı uçuşunun yapılacağı uçağa aktarılır.

çocuğun teki bu mantıkla bir site yaptı, united airlines dava etti hemen ama çocuk kazandı davayı.

skiplagged.com

valizsiz süper fikir.

aynı seviyede tek okuldan mezuniyetin yetiyor. yani şimdi dört yıllık mezuniyetinin ardından ancak ve ancak yüksek lisans yaparsan askerliğini ötelersin iki yıl daha. aynı şekilde yüksekten sonra da doktora yapman gerekli.

hiç bir şey olmuyor.

lisans mezunuysan tecil yaptırman lazım, tekrar aöf'e kayıt olarak uzatamazsın. tecil bittikten sonra yüksek lisans yaparsan tekrar tecil hakkın olur.

sosyal hizmetler ya da labaratuar veteriner hizmetleri gibi bir bölüm var bu ikisi uygundur.

yalnız acele edin kayıtların bitmesine 3 iş günü kaldı.

Ben adalet okuyacağım.
Not: Muhasebeciyim.

kayıt tarihleri 29 eylüle uzatıldı. yine de acele etmek de fayda var tabii araya bayram falan giriyor.

yaptım ben. en yakın arkadaşım ve de çalıştığım yerin sahibiydi. bir müddet sonra iyice kullanıldığımın farkına vardım. vardırıldım. telefonumu kapattım. facebook filan heryerden engelledim sildim. herhangi bir izahat vermeden pılımı pırtımı toplayıp bir gecede şehir değiştirdim. pişman değilim. bana değer verseydi zaten yapmazdım bunu. sadece değer veriyor gibi görünüyordu. oh iyi yaptım diyorum. üç senemi aldı benden, elimde ne var bu üç sene boyunca? hiç. benden sonra berbat olmuştur o işyeri eminim. beter olsun.

ben çok yapıyorum.

Var, aslında bana değer verdiğinden emindim ama bazı hareketleri hoşuma gitmiyordu. Açık açık konuşmak yerine her şey yolunda gibi görünürken ilişkimi kesmeyi tercih ettim. O zamanlar en doğrusunu yaptığımı düşünüyordum ama zaman geçip olgunlaştıkça fikrim değişti. Pişman değilim, onsuzluk bana çok iyi geldi ama vicdanım rahatsız. Hatta arada bir rüyama giriyor ama iletişime geçmeyi düşünmüyorum, yolda karşılaşmak bile istemem.

bana bir arkadaşım yaptı şimdi bunu ama hala 1 metre ötemde çalıştığı için her gün görüşüyoruz oradan soğuk rüzgarlar esiyor sanki bana doğru. ben de çok üzüldüm sonra üzüldüğüm için sinirlendim, keşke bana söyleseydi neden yaptığını ama sorup rahatsız etmek de istemiyorum. bir de korkuyorum aslında söyleyeceği nedenleri duymaktan.

ki ben de yaptım aslında bunu ama belli bir insanla arkadaş olmak istemiyorum diye değil de kötü bir dönemimde bütün ilişkilerimden koptuğum için böyle oldu ama eminim onlar da önce üzülmüş sonra sinirlenmişlerdir çünkü insanların hayatından böyle lök diye çıkmak ayıp gibi geliyor bana.

benim yok ama bana yapılmışlığı var. hatta sebebini bile bilmiyorum.
bunu yapıp da övünürmüş gibi anlatan arkadaşlarım var onlar da güvenilmez geliyor çünkü sıra bana da gelebilir her an. böyle yaparak ve bunu her fırsatta anlatarak kararlı olduklarını mı düşünüyorlar güçlü, özgür olduklarını mı düşünüyorlar bilmiyorum

evet yaptım ve etrafımda insan kalmadı. ben arayıp sormayı sevmiyorum. bu tür bakım isteyen ilişkilere gelemiyorum. esecek, soracağım. periyodik olarak çiçek sulamak istemiyorum. susayınca gelsinler, susayınca gideyim. az gelsin, çok gelsin. sadece olduğu gibi gelsin. karakter sorunu, anlayacağınız. benim aksi şekil için enerjim yok çoğu zaman.

bunlar eriyip gidenler. bir de birkaç tane kesip attığım var. hepsi özellikle ben ve bu kişiler arasında geçen şeylerden dolayı değil. ben bu kişilerin çoğuyla iyiydim. ama onların kalabalık içerisindeki karakterlerini izlemek acı vermeye başladı; bir de sanki sandığımdan başka insanlardı. şöyle bir şey de var. kendime katlanamıyorum ama kendimden kurtulmam için şalteri indirmem lazım. onlardan onları görmeyerek kurtulabiliyorum. gerçi buna da birkaç yıldır ayıldım. onları reddettiğim için kendimi daha farklı, daha doğru falan zannetme sendromlarını bir süre yaşamadım değil yani. hayat öpe öpe öğretiyor. her şey olma potansiyeli var insanda. bir adım gerisi ya da ilerisi, şeyler hep ana bakıyor.

böyle biraz varoluşsal sıkıntılarla alakalı olmasa ilişki falan kesmezdim sanırım, yoksa hiçbir şeyin yoldaki çalıdan farkı yok. bas geç, hemhal ol geç, dolan geç,ırgalayan bir şey yok ki. herkesin hayatına seyyah gibi girip çıkmak beceri galiba. öldürmüyorsa güçlendiriyor klişesi.neyse kısacası bunalttığı için kestim. bundan sonra da öğrenebilirsem anca seyyahlığı öğrenirim.

anlayacağınız bu kadar genelleyebileceğiniz bir durum varsa ortada bulma gibi bir şey yok. kimse kimseyi bulmuyor, kimse kimseye denk gelmiyor. ortada tesadüf yok yani. istikrar sadece sizin baktığınız yönde, açıda. siz öyle bakıyorsunuz ve baktığınız tarafı daha çok görüyorsunuz. bunun hata olup olmadığı da neyi ne kadar istediğinize ve neyi kaldırdığınıza bakar herhade. tabii insan zaman içinde değişiyor, unutmamalı bunu da. yani bu huyunuzu takibe alın bence. bugün böylesiniz diye yarın bunu yapmak isteyeceksiniz diye birşey yok ama ilginç bir şekilde huy olabiliyor insanda bu. *

dangalakliklari belli bir sinira gelirse evet yapiyorum.

Eğer biri çok çok büyük bir hata yapmadıysa, genelde soğuyarak arkadaşlığa ara vermek şeklinde oluyor bende. Üstünden vakit geçtikten sonra, eğer denk gelirse, doğumgünüydü, hal hatır sormaydı konuşuyorum. Bence biriyle ilişkiyi o derece kesmek onun çok ciddiye alındığını gösteriyor. Değer mi diyorum, hayır oluyor cevabım.
Ha kötü niyetli/kötü biri olduğunu düşürsem, hem hayatından çıkarırım , hem çıkarım...

hayatimdan niye postalandigini bilmeyen bir suru insan var. son birsey soylemis oluyorum ama genellikle ben. farkederler, farketmezler, aldirmiyorum. sorabilseler arar sorarlar "niye?" diye. demek ki, icin icin, niye biliyorlar.

ben hep yapıyorum, bu yüzden onlarca kişiyi kaybettim ama hiç üzülmüyroum, en azından kafam rahat :) bir kişiyi silip atamıyorum o da çocukluk arkadaşım (şuan burayı okuyorsa sevgilerimi gönderiyorum kendisine, ayşe teyzelere selam)

ince battaniye, çarşaf, örtü, kilim o an ne varsa örtüyorum.

uyku tulumu

gideceğin mevsime bağlı. ben matın üstüne basit bir tulum aldım. ilkbahar-yaz için işimi görüyor.

teknikekip+1

sağlam bir uyku tulumuyla çadırınızda soba varmışçasına ısınabilirsiniz.

uyku tulumu sevmiyorum pek de neyse.

tulum sıkıorsa 9 saat yanan minik korunaklı ateş kaynakları var cadırı hamama çeviriyor onları deneyebilirsin, pamuklu bir nevresim türü yetiyor mat ın iyi olması gerek tabi bu durumda

beyazıt-aksaray civarında bavulcular var, onlarda da yerine göre kaliteli ve sert kapaklı oluyor. bunlar korumasız olduğu için içindeki eşyalar kırılır, bozulur, kırışır, solar, ölür gider. bu fiyata pek değmez gibi.

Migroslarda da bavullar var, dev mi pek bilemiyorum ama büyük boy. Bir de sert ve kapaklı olanların kırılma riski daha çok aslında karpuz gibi atıp tutarlarken havaalanında. Neyse bu migros bavullarını Aychovsky methetmişti zamanında bir bavul tavsiyesi sorusunda. Bir de bence dört tekerlekli olmasına dikkat edin, iki tekerlekliler pratik olmuyor, devriliyor, dik durmuyor.

Dort tekerlekli, hard case olmayacak. Tamamdir. Simdi baktim fatih uzuncarsi caddesinde bir dolu cantaci varmis.

Yani siz tercih ediyorsanız hard case de olur ama iki bavula ihtiyacınız varsa bagaj hakkını da geçecekseniz muhtemelen, bavulun kendisi de ağırlık yapmasın bence.

sert kapaklı olanların kırılmaz olanları var, mesela satıcı üzerine çıkıp tepindiği halde kırılma veya çatlama olmuyor.

Ucakla isim yok aslinda. Arabaya koyacagim. Bavullarim hep kucuk kucuk. Iki bavulla isi cozmek istiyorum. O yuzden semi-hard case falan da olabilir. Yarin cantacilari dolasacagim.

Kac paraya kadar kazik yememis olurum?

geçen sene Metro dan 250 tl ye en büyük boydan almıştım. semi hard, 4 tekerlek
eminent

ben sadece telefondaki gereksiz uygulamaları kaldırmak için kullanıyorum, ha bir de root isteyen uygulamaları kullanabilmek için. onun dışında çok fazla didiklemedim ama öyle yeni bir işletim sistemi gibi değişiklik olmuyor zaten. sadece birkaç esktra özellik var o kadar.

ayrıca samsung'larda 10 saniye sürüyor bu rootlama işi. zenfone'larda daha mı meşakatli?

Rootlamak telefonla ilgili yapmak istediğin (cihazın ve işletim sisteminin el verdiği ölçüde) her şeyi yapabilmeni sağlıyor. Burada senin ne yaptığına göre olumlu veya olumsuz etkileri olabilir. Mantıklı işlemler ve uygulamalar ile batarya ve performans konusunda artış sağlarsın. Bunlar biraz dolaylı işlemler ama, rootladım bataryam uzun gidiyor mantığı yok yani. Rootlayıp, root isteyen ve bataryayı az harcamana sebep olacak uygulamaları/ayarları kullandığın zaman olumlu etkilerini görürsün.

Bu arada bu işlem telefonu garanti kapsamından çıkartıyor diye biliyorum.

evet garantiden çıkarıyor fakat garantiye gideceği zaman unroot yaparsanız sorun olmuyor.

valla root öyle mucize falan değil onu söyleyeyim de. greenify için rootlamıştım ben ama telefon tırt ise çok şey değişmiyor root ile.

Bence rootlama, gerek yok. Rootlarsan yeni çıkan güncellemeleri kuramazsın. Kullanmadığın gereksiz uygulamalar varsa direkt disable edersin. Pil performansı zaten naparsan yap öyle ahım şahım artmıyor Android'de. Asus da sürekli olarak yeni güncellemeler ve uygulamalar çıkartıyor, onları düzenli almak daha iyi bence. Zenfone 2'mi rootlamıştım, şimdi geri unrootladım, güncellemeleri alıyorum düzenli ve faydası oluyor.